Aston Villa, İngiltere'nin köklü ekiplerinden birisi. Şu an bu köklü ekip şaşırtıcı şekilde küme düşme potasında. Aslında geçen sene bu sinyaller vardı ancak bu sene toparlanacağını bekliyordum. Hiç bir gelişme olmadı hatta daha da kötüye gittiler. Aslında kadrosuna baktığımızda Agbonlahor gibi, D. Bent gibi, Benteke gibi, Weimann gibi, Ireland gibi ve tabiki N'Zogbia gibi önemli oyuncular var. Ancak nedendir bilinmez bir türlü beklenen performans yakalanamadı. Her maçta gol yemek gibi bir alışkanlıkları var. Ligde ve kupada oynadıkları son 15 maçın hepsinde de gol yediler. Bu maçların bazıları alt lig takımlarıydı. Bugün defansın önemli ismi Vlaar'ın oynamama ihtimali var. Bent ise sakat.
Manchester City ile ilgili hem söylenecek çok şey var hem de hiç bir şey yok. Böyle bir takım Mancini gibi bir futbol yoksununa nasıl emanet ediliyor akıl alır gibi değil. Bizim Yılmaz Vural'ımız gitse inanın bundan daha başarısız olmaz hatta belki de Ş. Ligi'nde üst tura çıkabilirlerdi. Sonra da neden başarı gelmiyor diye oturup düşünürler. Bu sene yaptıkları en büyük iş Balotelli'yi göndermek oldu. Kimisi şu an diyecekki belki de "sen çok biliyorsun, adam gitti Milan'da süper futbol oynuyor". Hemen söyleyeyim öyle bir futbolcu beni uzay şampiyonu yapacak olsa yine de takımıma almam. Hiç bir futbolcu takımdan üstün değildir. Geçen hafta 3 haftalık galibiyet hasretine içerde Chelsea'yi 2-0 yenerek son verdiler. Bugün defansın önemli ismi Company ve orta sahada takımın beyni konumundaki G. Barry'nin durumları belirsiz.
M. City, şampiyonluk artık bir hayal olduğu için kazanıp en azından 2.'lik için arkadan gelen rakiplerle puan farkını açmak istiyor. Bunu da başaracak güçteler. En azından kadro itibariyle! A. Villa ise bir an önce toparlanıp küme düşme potasından yukarılara tırmanmak istiyor. Sadece Mancini'ye güvenmediğim için taraf bahsi önermemekle beraber bol gollü bir maç bekliyorum. Bence en sağlamı bu.
Bol şanslar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder